İzleyiciler

2 Aralık 2016 Cuma

Bişeyler Bişeyler :)


                  Her zamankinden farklı olsun istedim. Hani içimdekileri yazacaktım ya, işte içim sadece hüzün ve kederle dolu da yazıklarım bir tek acılara ayna oluyormuş hissine kapıldım bir süredir. Oysa öyle değil, dertler var eyvallah ama insan var olan sıkıntılarla da yol alabiliyor. Yani karamsarlığı streçleyip hayatı iteklemenin anlamı yok. Hayatı yaşamaya bakmak lazım.
               
                Bütün bu düşündüklerime rağmen eğlense de, neşeli de olsa insan yazmak için kaleme eli değdiği an sanki damarlarından kan akıyor kâğıda. Bu da garip hatta biraz arabesk bir örnek oldu o da ayrı tabii.  

                Ne diyorduk, gülmek lazım. Her şeye ve her şeye rağmen gülebilmek lazım. Eğreti, sığ bir kahkaha değil kastım, söylemek istediğim böyle içi dolu, sıcacık bir gülümseme. İhtiyacımız var çünkü bu samimiyete. Şöyle dönüp baktım bugün etrafıma, yolda yürürken insanlara, yaşadığım ev içinde aileme, kardeşlerime, arkadaşlarıma. İhtiyaç duydukları ve içlerini boşaltmak istedikleri alanlara. Herkesin ihtiyacı diğerininkinden farklı doğru, ama her insan ihtiyacını başkasını incitmeden giderebiliyor mesela. Bu önemli bir detay benim için. Ve gülmek. Bu çok önemli.

                Bugün örneğin, bence güzel bir olay oldu. Diğer birçok olumsuz belki daha büyük negatif duygular yükleyen olayların yanında, narin, naif, latif bir olay. Yıllardır görüştüğüm, gönülden sevdiğim, aziz bildiğim bir dostum kendi öğrencisinin sesinden sevdiğim bir parçayı benimle paylaştı. Yoldaydım, yürüyordum, bir an bildirim gelince telefonuma baktım. Öyle çok heyecanlanmadım, ama paylaşımı gördüğümde yolun ortasında durdum, kendime kendimce sessiz olan bir yere geçtim kulaklıklarım kulağımdaydı zaten açtım dinledim. Normalde hüzünlü bir parça olmasına rağmen içimi inanılmaz güzel ve sevinçle doldurdu. Gerçekten bunun sebebi ne bilmiyorum. Ama hala hatırladıkça mutlu oluyorum.

                Bir fıkra, bir karikatür yahut komik bir olay değildi. Ama kocaman bir gülümseme ile o an üzerimde olan bütün olumsuz negatif ne varsa hepsini o sokağın kenarında rüzgâra bıraktım. Hatta rüzgâra da değil, bir an da hepsi uçtu ama birine gidip konmayacak şekilde. Sanki yok oldu.

                Sonra durdum düşündüm. Kim bilir gün içinde bu güzel hadiselerle ne kadar çok karşılaşıyorum ve ne kadar azına teveccüh ediyorum bilmiyorum. Evet, içim huzur dolu, hatta eğer bu yazıyı Nergis okuyorsa eğer hani geçen mutluluk hakkında sohbet etmiştik ya, sohbetten ziyade birkaç kelime konuşmuş sonra uzun uzun susmuştuk. Nergis ben bugün bu duygu ile çok yakındım mutluluğa.

Gökyüzü hep başımın üstündeymiş, çoğu zaman unutsam da, bazen gözlerimi bulutlara dikmem, yağmuru kucaklamam lazımmış. İlla gülmek için garip bahaneler aramamalı, bunun yerine kocaman kocaman tebessümler edebilmek için gözlüklerimdeki karanlığı silmem lazımmış.

Bir süredir güneşe sırtımı dönmüş gibiydim. Sadece gölgem ve ben vardı. Bakamasam da, her gördüğümde hapşırsam da, güneşe dönmek için adım attım bugün.

Teşekkürler koca gönüllü dostum ve onun kadife sesli öğrencisi. J sizi seviyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder