İzleyiciler

29 Eylül 2021 Çarşamba

Kübra İsterse..

 


Eylül bitiyormuş.. Kübra öyle söyledi..

Dün akşama doğruydu, güneş henüz batmamıştı..

Kübra mesaj attı, ‘Sema abla eylül bitiyor’ dedi..

Eylül evet bitiyor.. Hazan başlıyor. Hazan ve hüzün ne yakınlar birbirlerine..

‘yok mu?’ dedim kendime, ‘ömründen iki satır düşürmez misin bu aya? Hiçbir şey olmasa Kübra hatırına..’

‘olmaz mı?’ dedim usulca, ‘hele Kübra hatırı girerse işin içine..’

Mayıs ayının 17 sinde aldığım bir kitabın giriş sayfasına Eylül ayının 27 sinde, Bağcılar meydanda şöyle bir not düşmüşüm; ‘ bir şeyin değeri onu kaybettiğimiz anda veya anla alakalı değildir. Kaybettiğimizde yaşamış olduğumuz bizimle alakalıdır. Altını nasıl doldurmak istersek dolduralım..’

Oldum olası her şeye, elimin altında ne varsa o an ona not almayı sevmişimdir. İşte onlardan biri bu not da.

Ve son cümleyi tamamen; ‘aslında yazacağım başka şeyler de var fakat şu an yerim dar.’ Demek için o şekilde yazdığıma da adım kadar eminim..

Kaybetmek nedir? Herkese göre değişebilir belki..

Kimin neyi nasıl kaybettiği ya da kaybetmeye yüklediği anlam da..

Ama kaybetmek hep bir geç kalmışlık, bir pişmanlık, birçok keşke barındırır içinde.

Sanki insanın aklını devreye sokan o yokluk hissiymiş gibi.

Sanki sadece aklı da değil gönlünü de.

İnsanın kalbinin sızladığı an’dır kaybetmek. İsteyen istediğini düşünsün, kaybetmeyi bilmeyenler kazanmanın nasıl bir haz olduğunu anlamayanlardır benim yanımda.

Buradan Kübra’ya seslenmek istiyorum; ‘böyle bir yazı ile içini karartmayı ben de istemezdim, eylül biraz böyle bende.. Eylül’den bağımsız böyle. Tamamen Ekim’le alakalı. Ben en çok Ekim’de kaybettim çünkü.. Çocukluğumu bu ayda kefenlediler. Üzerine toprağı atarlarken gözlerimin önünde, elim kalbimde, boğazım düğümlenerek izledim. Şimdi o gözlerle Eylül’ün gidişini izliyorum..’

İnsan sevince de, hüzne de, acıya da aynı gözlerle bakabiliyormuş..

Gözlerimden öğrendim..

Hepsinde değişse de içindeki parıltısı, hepsine aynı gözle baktım..

Şimdi Zerrin Özer arka fonda, ağlayarak ve gökyüzüne bakarak ‘şimdi uzaklardasın’ şarkısını söylüyor..

Her izlediğimde içime işleyen gözyaşlarıyla söylüyor. Kaybedenler hep böyledir, bir yerlerden sanki kaybettikleri onu izliyor gibi gökyüzüne gözlerini dikerler.

Acıyı, hüznü, sevinci, huzuru izledikleri gözleriyle..

Oysa çok mu zor, ömrümüzden bir keşke’yi kaldırarak, kaybetmeden yaşamak? Zor demek ki..

Sonbahar..

Ve Kübra için sulayacağım bir çiçeğimi..

Kaybetmeden henüz yeşilliğini..

Bir söz düşüreceğim Eylül’e..

Hoşça kal Eylül..