İzleyiciler

26 Kasım 2021 Cuma

Ayakkabı Tamircisi..

 



Not: kurgu ile karışık, duygu ile harmanlanmış, kısmi gerçek, biraz da tebessüm içerir. Ben düşünürken güldüğüm de olmuştu. 

O zaman hadi bakalım yazalım yeni bir şeyler..

Çalıştığım yerin karşısında bir ayakkabı tamircisi var.

İnsanın ‘tamirci’lerden 2 beklentisi olabiliyor. Birincisi, kendisine ait bir eşyanın düzeltilmesi, ikincisi ise; sanki bütün küçük dükkânları olan ve tamir eden insanlar, hayatı herkesten iyi tanıyormuş gibi bir bilgelik.

Neticede onarmayı bilen, ha kapıyı ha duvarı ha kalbi onarmış ne fark eder ki? Hepsi aynı yöntemle olmayabilir, ama bilen için ‘tamir’ etmek bir anahtardır ve o anahtar uygun olduğu bütün kapıları açabilir.

Nitekim benim de bu beklentim var sanırım kısmen.

Ama hikâyemi oluşturan bu değil. Benim için önemli olarak gördüğüm bir gün için bazı hazırlıklar yapmıştım. Hem de öyle yabana atılmayacak sıkı bir hazırlık.

Güzel görünmek istiyordum. Neyse bilahare uyumlu giyimin bir parçası olarak bir ayakkabı aldım. Ayakkabımın arkası vurdu ve Allah’tan ofiste Zeyneb’in terlikleri vardı. Terliklerimle eve döndüm.

Sonra Zeyneb dedi ki ‘Sema, ayakkabıcıya verelim ayakkabının arkasını yumuşatsınlar, onlar biliyor bu yöntemi.’ Mantıklı geldi, ‘tamam’ dedim.

Tevekkül Allah’a gittik ayakkabıcıya, derdimi ve istediklerimi anlattım dükkândan çıktım. Ayakkabıyı almaya Zeyneb’le birlikte gittik. Amca istediğim şeyi yapmayıp ayakkabıya sadece taban koymuştu. Durup dururken yükselen tabanı ayağımı sıktı, neden bunu yaptığını sorduğumda ne dediğini hatırlamıyorum.

Ağzının içinde konuşuyordu.

Yine de emek çekmiş, kalbi kırılsın istemedim, muhtemelen iyiliğimi düşünüyordu. Kötü davranmadım ama tabanı çıkarttırdım. Şokuma Zeyneb bir hayli güldü tabi ama yapacak da bir şey yoktu.

Bir süre sonra, bu sefer yan tarafı açılan çok sık giydiğim bir sandaleti, sadece o açılan tarafı yapıştırması için aynı amcaya götürdüm.

Ve almaya gittiğimde amca sandaletime yine taban koymuştu.

Sadece yapıştırmasını istemiştim oysa, ama yine taban koymuştu. Bu sefer Zeyneb kahkaha attı. Ben de güldüm. ‘Amca taban seviyor galiba’ dedim.

Amcaya asla kızamıyorum, nedense taban koyma işini benim (müşterisinin) iyiliğini düşündüğü için yaptığıma eminim çünkü. Hatta öyle uzun uzun sohbet etmedik lakin amcanın da iyi biri olduğuna eminim.

Ama ah amca, sen iyisin ama her zaman o iyilikle yaptığımız şeyler iyilik olmuyor işte.

Sandaletimi giyemiyorum artık, diğer ayakkabıyı da tekrar bir işlemden geçirtmek durumunda kaldım.

Ve asıl önemli olan ise, o önemli olan günün bugün hiçbir anlamı yok.

Aslına bakılırsa başlığa bakıp, nasihatlerle belki özlü sözlerle dolu bir yazı beklentisi olabilir (bende oluyor bazen).

Fakat bu öyle bir şey değil..

Bu sabah ise uyandığımda, neden bir ‘tamirci’nin sadece bozulan eşyaları değil kırılan kalpleri de onarmadığını düşündüm..

Öyle işte.

Hadi düşünelim.