İzleyiciler

25 Eylül 2018 Salı

Öylesine Uyandım..




Bugün öylesine uyandım.

İşe gitmek istemedim. Hatta sabahtan akşama kadar sadece uyuma isteğiyle uyandım. Salı zaten günlerden de..

Oldum olası sevmem Salı’ları. İsminde bile meymenet yok. Bana göre bu böyle tabi.

Bu aralar biraz durgunum. Hatta bu aralar bugünle beraber tam 1 hafta 3 gün diyelim. Bir gün üstüme devrildi tamamıyla. Sonra bir daha kaldıramadım düştüğüm yerden.

Hevesim kalmadı.

Güvenim azaldı.

İnancım zayıfladı.

Gücüm tükenmeye yüz tuttu.

Dipsiz kuyuları özledim. Ya da en derinini işte karanlığın. Özledim ben bunları.

Kaldıramadığım bir gün daha ekledim ömrüme. Kaldıramayacağım bir gün. Ölüm gibi değil yara gibi. İz gibi.

1 hafta 3 gündür kendimde yeni bir yol kendimde yeni bir ben keşfettim. 28 yıllık ömrümde ilk 6 yılı geçtim de ondan sonra işte 22 yılım pat diye üstüme düştü.

İçim boşaltıldı sanki sonra.

Gizli depresyondayım aslında. Gizli diyorum çünkü alenen depresyona girdiğime kimse inanmıyor. Gerçi depresyona da birileri inandırmak için girilmez. Ya da bir şey değil işte..

Ben hayatla dalga geçmeyi iyi bilen biriyim aslında. Yani Zeyneb’in tabiriyle, “ömrün malzeme toplamakla geçiyor Sema”

Beni en iyi Zeyneb tanır, dediği de doğru zaten. Yeteri kadar eğlenceli bulmadığım hayatta hep dalga geçeceğim, neşemi yerine getirecek bir malzemem muhakkak vardır.

Ama bu malzemeler asla insanların duyguları olmaz. Olmamıştır da.

Bu yüzden olsa gerek 1 hafta 3 gün önce tepe taklak oldum. Yere düşen yaprağa basamazken, ömrümde, 28 yıllık ömrümde 1 hafta 3 gün önce üstüme bastı yıllar.

Daha önce de çok düştüm. Çok yıkıldım. Zayıflıklarımı bu sabah gizlemekten vazgeçtim. “Güçlü olmak zorunda değilsin” dedim hatta kendime. “Bırak boş ver en dibe çöreklen.”

Hava çok kötü burada, en sevmediğim hava tipi. Ne kış ne yaz ne bahar ne son bahar. İnek gibi.

Ve ben..

En sevdiğim şehirde, içim bomboş, içim kupkuru, hissiz, duygusuz, gri bir İstanbul gününde ben..

Gün erken bitecek artık..

5 ay sonra belki yeniden yeşerecek yapraklar..

İşte bir sonbaharda Eylül’ün sonlarında.. Ben en sevdiğim İstanbul’da..

1 hafta 3 gün önce yıkılan 22 yılın izleriyle ben, öylesine uyandım bu sabaha..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder