Biz diyorum kendime, ne kadar
çoğul olabilirsem o kadarım oysaki. Kendime ihtiram mı gösteriyorum, yoksa
kendimi o bizin içinde mi gizliyorum bilmiyorum.
Aslında gizlenmek istediğim
bir liman vardı. Kıyısına çekilmek ve gökyüzünü izlemek istediğim bir limandı.
Yeşildi, huzurlu ve sakin. Ama öyle uzaklara düştü ki o liman şimdi nereden
bakarsam bakayım yeşiller griye çalıyor. Huzur kendini denize vurmuş gibi,
sakinlik te denizde boğulmuş gibi.
Bana ait bir şeyler vardı o
kıyılarda, bilmiyorum nerde, neresinde ama oradaydı işte. Kendimi koyuvermiştim
o sessizlikte. Sessizlik derin, derinlik öyle boğan değil sanki yücelişin
sırlarını saklıyor gibiydi.
Ben ve ben’liğin olmadığı bir
yerde nasıl kaybolmuyordum bilmiyorum. Belki de kıyılar küsmüştür bana ve
örtmüştür çehresini…
Bilmiyorum…
Bin kıyı dolaşırsın da o dalganın sesini bir türlü duyamazsin. Sonra gider bir damla suda o sesi ararsın.
YanıtlaSilİnsan öyledir ama, önce elimizin altındaki her şeyi bırakır, sonra onları ararız. hiç bırakmadan aramaya başladıysak ama eyvah.. umarım kendi gurbetimizde boğulmayız..
Sil