Bir rüya gördüm, tam net hatırlamıyorum. Ama uyandığımdan bu
yana belli belirsiz görüntüler gözümün önüne geliyor.
Yormadım, genelde yormam da zaten.
Ve her şeyi iyi hatırlasam da rüyalarımı unutmakla
meşhurumdur.
Bilahare konudan uzaklaşmamak lazım. Rüyamda bir imtihana
tabi tutuldum. Ama sanki bunu önceden biliyordum.
Çöl desem değil, şehir desem değil garip bir yerde büyükçe
bir hendek vardı. İçerisinde bir grup insan. Kötü niyetli olduklarını
düşünmedim ama çok dostane de görünmüyorlardı.
Rüyamda bir kabullenme yaşadım.
O insanların ellerinin arasında biri vardı. Onu kurtarmak
için önce onu sevdiğimi kabul etmem gerekiyordu.
Bir süre teveccüh etmedim, hendeğin içinde olup biten her
şeyi kenardan izledim. O kocaman oyuk o gencecik çocuğun bedeniyle nasıl
daralmıştı.
Ben kabul edene kadar birçok kişi o genci kurtarma çabasına
girdi. Ama kim bir çaba sunduysa mayası tutmadı.
Bana yalvaran gözlerle bakan bir kadın vardı ve bir de adam.
Çocukla bir yakınlığı mı var diye düşündüm önce. Ama değildi.
Kadının tüm tükenmişliği, benim kabul etmediğim hakikatler yüzündendi.
Genci kollarının arasına aldı, ‘ne bekliyorsun Allah aşkına
daha ne?’ dedi. Garipsedim, yanımda bir arkadaşım vardı. Bana mı diyor derken,
artık zamanı geldiğini anlamıştım.
Yerimden o oyuğun içerisine zıpladım, üstümü başımı çırptım.
‘Neden bu kadar zor Sema? Neden onu sevdiğini kabul
etmiyorsun?’ dedi o kadın. Ardından ‘bak yavrum, ne yaşarsan yaşa, ne kadar
incinirsen incin, ister kırık dökük ol, ama Aşk sana her zaman iyileşmen için
fırsatını verir. Ve o seni seçtikten sonra ben istemiyorum deme hakkın olmaz.’ Diyerek
devam etti.
Sendeledim, ne Aşkı bu kim, burası neresi derken,
kollarımdan tuttu, ‘şimdi çık buradan ve iki tane eczaneden birine gir ve şu
ilacı al’ dedi. Reçeteyi bir adamdan istedi ve az evvel göz göze geldiğim adam
buruşturulmuş bir kâğıdı elime verdi.
‘Niye yapayım?’ Dedim.
Derken, çıktım hendeğin içerisinden. Hayır, âşık olduğum
kimse bir kere görmedim. Ama garip bir şekilde kabul ettim.
2 tane eczaneyi bulmak ise hiç kolay değildi. Çölde serap
görenler gibi, sürekli girdiğim dükkânlar başka bir şey olarak karşıma
çıkıyordu.
Beni oyalamak isteyenler de oldu.
İlacı buldum tabi.
Evet, döndüğümde ve ilacı verdiğimde gördüğüm kişiyi
tanıyordum. Ama ilacı oradakilere verip hendeğin kenarında oturduğum yerde
oturmak için döndüm.
Arkadaşım sandviç yapmıştı onu uzattı.
Çocuk iyileşmişti.
Ve tüm sağlıklı olduğu zaman gördüğü tüm ilgiyle yine karşı
karşıyaydı.
Sandviçi elime aldığımda ise sabah olmuş, güneş doğmuştu.
Gözlerimi açtım..
Ve sabahtan beri bugünü Cuma zannediyorum..
Meğer rüyamı hatırlıyormuşum. Yazınca fark ettim..
Teşekkürler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder