İzleyiciler

11 Kasım 2020 Çarşamba

Rüya Ertesi..

 




Bir rüya gördüm, tam net hatırlamıyorum. Ama uyandığımdan bu yana belli belirsiz görüntüler gözümün önüne geliyor.

Yormadım, genelde yormam da zaten.

Ve her şeyi iyi hatırlasam da rüyalarımı unutmakla meşhurumdur.

Bilahare konudan uzaklaşmamak lazım. Rüyamda bir imtihana tabi tutuldum. Ama sanki bunu önceden biliyordum.

Çöl desem değil, şehir desem değil garip bir yerde büyükçe bir hendek vardı. İçerisinde bir grup insan. Kötü niyetli olduklarını düşünmedim ama çok dostane de görünmüyorlardı.

Rüyamda bir kabullenme yaşadım.

O insanların ellerinin arasında biri vardı. Onu kurtarmak için önce onu sevdiğimi kabul etmem gerekiyordu.

Bir süre teveccüh etmedim, hendeğin içinde olup biten her şeyi kenardan izledim. O kocaman oyuk o gencecik çocuğun bedeniyle nasıl daralmıştı.

Ben kabul edene kadar birçok kişi o genci kurtarma çabasına girdi. Ama kim bir çaba sunduysa mayası tutmadı.

Bana yalvaran gözlerle bakan bir kadın vardı ve bir de adam.

Çocukla bir yakınlığı mı var diye düşündüm önce. Ama değildi. Kadının tüm tükenmişliği, benim kabul etmediğim hakikatler yüzündendi.

Genci kollarının arasına aldı, ‘ne bekliyorsun Allah aşkına daha ne?’ dedi. Garipsedim, yanımda bir arkadaşım vardı. Bana mı diyor derken, artık zamanı geldiğini anlamıştım.

Yerimden o oyuğun içerisine zıpladım, üstümü başımı çırptım.

‘Neden bu kadar zor Sema? Neden onu sevdiğini kabul etmiyorsun?’ dedi o kadın. Ardından ‘bak yavrum, ne yaşarsan yaşa, ne kadar incinirsen incin, ister kırık dökük ol, ama Aşk sana her zaman iyileşmen için fırsatını verir. Ve o seni seçtikten sonra ben istemiyorum deme hakkın olmaz.’ Diyerek devam etti.

Sendeledim, ne Aşkı bu kim, burası neresi derken, kollarımdan tuttu, ‘şimdi çık buradan ve iki tane eczaneden birine gir ve şu ilacı al’ dedi. Reçeteyi bir adamdan istedi ve az evvel göz göze geldiğim adam buruşturulmuş bir kâğıdı elime verdi.

‘Niye yapayım?’ Dedim.

Derken, çıktım hendeğin içerisinden. Hayır, âşık olduğum kimse bir kere görmedim. Ama garip bir şekilde kabul ettim.

2 tane eczaneyi bulmak ise hiç kolay değildi. Çölde serap görenler gibi, sürekli girdiğim dükkânlar başka bir şey olarak karşıma çıkıyordu.

Beni oyalamak isteyenler de oldu.

İlacı buldum tabi.

Evet, döndüğümde ve ilacı verdiğimde gördüğüm kişiyi tanıyordum. Ama ilacı oradakilere verip hendeğin kenarında oturduğum yerde oturmak için döndüm.

Arkadaşım sandviç yapmıştı onu uzattı.

Çocuk iyileşmişti.

Ve tüm sağlıklı olduğu zaman gördüğü tüm ilgiyle yine karşı karşıyaydı.

Sandviçi elime aldığımda ise sabah olmuş, güneş doğmuştu.

Gözlerimi açtım..

Ve sabahtan beri bugünü Cuma zannediyorum..

Meğer rüyamı hatırlıyormuşum. Yazınca fark ettim..

Teşekkürler.   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder