Bugün kalbime ağır gelen bir şey öğrendim..
Öğrenmeden önce daha sakindim aslında, öğrendikten sonra
derin bir iç çektim, ama içime çektiğim nefesi geri veremedim..
Biz insanlar neden aklımızı iyi işler yapmak için
kullanmıyoruz ki?
Çiçekleri kısırlaştırıyorlarmış!
Sırf daha fazla para kazanmak için..
Neden bu kadar kötülük? Kaç yaşındayım, belki ömrümün
yarısına geldim, en azından çocuk değilim.
Ama bu yaşıma kadar aklımın ucundan dahi geçmezdi. Ben çiçeklerim
solunca başuçlarında üzülüyordum. En fazla ileri gidebildiğim teorim de onların
ayarlarının bozulması üzerine değildi. Yerlerini beğenmediklerini ya da
toprağının değişmesi gerektiğini ve nihayetinde benim iyi bir çiçek bakıcısı
olmadığımı düşünebiliyordum.
Sırf birkaç lira için, tekrar aynı çiçeklerden alalım diye
onları kısırlaştırma fikrini asla düşünemezdim, asla.
Evet, belki zahiren hırsız değiller. Peki, ama bu gerçekten
alın teri mi?
Başkalarını bilmem ama bizim çiçek büyütme hevesimizi
kırmaya hakları yok bence. Umut ediyorum ben her çiçekte..
Aklıma Hamlet’te çok sevdiğim bir bölüm geldi. Shakespeare’in
en sevdiğim eserlerindendir Hamlet;
‘Kim dayanabilir kırbacına?
Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine
Sevgisinin kepaze olacağı
Kanunların bu kadar yavaşlaması
Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine..’
Çok mu suçlayıcıyım, bilmiyorum. Ama kırıldım mı? Sanki.. Ama,
ama hani kırgınlık sessizdi, benim içimdeki bu gürültünün sebebi ne?
Ben bu oyunun bir parçası olmak istemiyorum.
Çiçekler neden soluyor? Yani çiçeklerden ne istenebilir?
Kızdım şu an, birkaç gündür aklımı oldukça meşgul eden diğer
konu geldi pat diye masamın üzerine düştü.
Şimdi yazsam bir türlü, yazmasam bana dert.
Dertlenmek kötü değil de, biriktirip biriktirmeme hususunda
biraz kararsızım sanki.
Çiçeği dahi tüketiyorsak, hayata neler yapmayız ki?
Hayat’ın Hayy’dan geldiğini öğrendiğim günden bu yana,
yaşadığım hiçbir şey için hayatı suçlamadım. Her şeyin bir dengeyle doğduğu
hayat, yaşamın başlangıcı.
Ama suçlu insan..
Ezelden beri..
Üzgünüm, yine çok üzgünüm..
Yazıma verdiğim başlık dahi beni hüzünlendirebiliyor. Çiçeğin
hüznü mü olur? Oluyormuş..
Üzgünüm sevgili çiçekler, keşke sizi bizden koruyabilsem..
Hepinizden özür diliyorum..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder