İçimde kendimi nasıl baskıladığım ve sonunda içimdeki her şeyi nasıl bir çırpıda yitirdiğimi anlatmak istiyorum.
İki gün önce beni derinden üzen şeylere karşı nasıl kayıtsız kaldığımı söylemek istiyorum.
İnsanın kendine yapabilecek tüm baskıları sanki yaptım ve bütün baskılar içimi benden aldı..
O kadar basit, o kadar kolay bir konu ki oysa..
kendime şaşırıyorum..
Bir süre evvel bir sempozyumda konuşmacı olmuştum. Konuşacaklarım ve konum hazırdı.
Bir gün öncesine kadar..
Sempozyumdan tam 1 gün önce konum değişti ve hiçbir hakimiyetim olmayan bir konunun içerisine girdim.
Yanımda tecrübeli, bilgili ve yaşça benden çok büyük insanlar arasında iyice küçüldüm.
Sıra bana geldi, en son konuşcakken pat diye sıram da değişmişti. Neye uğradığımı yine şaşırdım.
Beklemediğim şoklar ve ben..
Neyse, ön sıraların erkeklerle arka sıraların kadınlarla dolu olduğu bir salondu. Tanıdığım bir göz, bir yüz arıyordum ama ışık gözümü alıyordu.
Tedirgindim..
Korkuyordum..
Sonra sesimi kontrol edemedim titredim..
Konuşamayacağımı hissettim ve gözlerimi kapattım. Bikaç saniyede birçok şey geçti aklımdan.
Konuşamayacağımı hissettim ve gözlerimi kapattım. Bikaç saniyede birçok şey geçti aklımdan.
Tebessüm ettim. Gözümü kapattığım o saniyelerde kendimi eğlendirecek bi şeyler bulmuştum.
Ama salondan yükselen selevat sesleri bana konuşmaya devam etmem gerektiğini hatırlattı..
Gözümü açtım nefes aldım ve kendime baskı yaptım. Konuş, herkesin bildiğini bir de sen anlat..
Derken sempozyum bitti ve ben çok rahatladım..
Aynı baskıyı bu sefer tek bir cümle kurmak için yaptım.
Kalbime, ruhuma, dilime..
Yine gözümü kapattım..
Nefes aldım ama yapamadım.
O konuşamadığım kelimeler benden duygularımı aldı.
Söylemediklerimin ukdesini, esaretini yaşamıyorum..
Ellerimin titremesi, yüreğimin çarpıntısı yok oldu..
Ne olacak şimdi?
Bana ne oldu?
Kayıp mı oldum?
Bilmiyorum hiçbir şey.
Ama insanın kendisine yaptığı o baskıyı, o savaşı çok iyi biliyorum..
Başım çatlarcasına ağrıyor ve sağ kolum..
Konuşsaydım ne olurdu bilmiyorum..
Ama o tek cümle dilimden dökülmeyerek bir saniye ile yıllar ötesine attı beni.
Sanki bitmiş gibi.
Dua etmek için oturduğumda gözyaşımın, dua ederken zihnimi açan o sıcaklığın bende olmadığını fark ettim?
Ben ne yaptım? Kayıp mı ettim?
Bilmiyorum..
Biraz Cibran okuyup buraları terk etmek iyi olur sanırım.
Bir de çay..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder