İzleyiciler

1 Ekim 2020 Perşembe

Hiç Özlememek İçin..



Ne kadar uğraşırsam uğraşayım, ne izlersem izleyim, ne dinlersem dinleyim ve ne okursam okuyayım sürekli başa dönüyorum.

Hangi başa mı?

Seni özlediğim ana..

Bastıramıyorum, kontrol edemiyorum, hükmedemiyorum.

Ama Özdemir Asaf’ın dediği gibi; ‘utangaç bir kalbi taşırım geceden, ben sana aşık olduğumu ölsem söyleyemem’

Ama Aşk büyük bir dava zaten.

Aşk bir dava mı?

Hay Allah kendi yazdığım cümle dahi şaşırtıyor beni.

Özlemek böylesine tuhaf bir duygu olmayı kimden öğrendi? Bir insan her gün ömründen bir günle vedalaşan bir insan, özlerken nasıl çoğalabiliyor?

Görmemek için kapattığım gözlerim, nasıl oluyor bir yüzün bütün detaylarına takılıyor?

Ama hayır, ben seni özleyemem.

Bütün duygularımın bir sonunun gelmesi lazım. Her şeyin bir bitiş çizgisi vardır öyle değil mi?

Üstelik adına ‘hevesim kırıldı’ dediğim duygunun yükleri omzumdayken, kaç adım daha ilerleyebilirim.

Hissetmiyorum, gerçekten bu bir his değil. Adını da koyamıyorum.

Ama bir anda göğüm delindi.

İçinden yıldızlar düşmedi. Ve ben küçükken gökyüzünü içinde yıldızlarla dolu bir perde zannederdim.

Yerlere yağan bembeyaz kar gördüğümde, karın o ıssızlığında, o aşina sessizlikte; gökyüzüyle yeryüzünü bir bütün görürdüm.

Evet, kar benim için göğün perdesini aralar ve yıldızlar yeryüzüne damlardı.

Evet, ama artık o çocuk değildim.

Kaldırım taşlarıyla, çatal-kaşıkla, kalemle, kâğıtla, oyuncak bebeklerle, tespihlerle ve akla gelmeyecek daha bir sürü şeyle konuşan Sema değildim.

Ben artık kimseyle hiçbir şeyi konuşmak istemeyen bir Sema’yım..

Belki bundan, belki büyüdüğümü hissettiğim o andan kurtulmak için kıyılarına sığındım.

Gözlerin gecem olsun, gülüşün güneşim dedim.

Ama hayır, ben seni özleyemem.

Bitti zaten, yazdıklarımdan daha fazlası değil. Hepsi bu kadar işte.

Biliyorum 3 kitap okuduğumda özlemeyeceğim artık seni.. Hem şimdi de hiç özlemedim ki.

Boğazımdaki düğüm sen de dâhil olmak üzere hiç kimseyi ilgilendirmiyor.

Ve ben Allah’tan hasret yükünü benden almasını, gerekirse saçlarını ve gülerken küçülen gözlerini, hiç alakası olmayan elimi yıkadığım sabun kokusunda seni hatırlamamayı dileyeceğim.

Ve inan 3 kitap sonra seni bir daha özlemeyeceğim.

Ne bir çay hatırı ne bir vefa borcu da olmayacak..

Hatta şimdi başlıyorum ve bugün dinlediğim hiçbir şarkı senden bana gelmeyecek.

Yarın seni özlemek biraz daha tükenecek. İnan tükenecek..

O zaman ben gidip çiçeklere su vereyim. Kurumasınlar..

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder