İzleyiciler

8 Ekim 2020 Perşembe

Bir Emekli'nin Dilinden..

 


Sonbahardayız..

Ve ben kendimi emekli olmuş gibi hissediyorum. Sanki hayattan payıma düşenleri almış ve bu kadarmış gibi. Yaşamam gerekenler bitmiş gibi. 

Yeni bir heyecana hevesim,

Yeni bir duyguya arzum yok gibi.

Düzenli ve sakin bir hayata geçiş yapma vaktim geldi. Artık sadece bazı sohbetleri edip, bazı yerlerde bulunup, bazı yerlerden uzak durmam gerekiyor gibi.

Gerçi hiç emekli olmadım ama bence böyle bir şey. 

Kavgasız, gürültüsüz, kaygısız, telaşsız, koşturmasız, heyecansız.. Sessiz, sakin, huzur içinde. Bir balkonum eksik..

Gerçi kendime okuma köşesi yaparak iyice kök saldım evin çalışma odasına.

Ve sonbahardayız, bu mevsime en çok sarı yapraklar, yağmur, yağmurun suya düşürdüğü iz, kitap, Secret Garden, sessizlik ve çay yakışıyor.

Bir de şiir.

Ama çay başka o her mevsime yakışıyor..

Ve birini sevmenin ne kadar derin anlamlar içerdiğini, gözlerim uzaklara dalarak anlatmak istiyorum dizimin dibindekilere.

Ama şu an, sanki kalbim yokmuş gibi hissediyorum.

Evet, tam olarak bu.

Bu yüzden bir heyecana yer yok gibi.

Sanki kalbim emekli etti beni. Sanki sadece aklımla devam etmeliyim hayatımın geri kalanında.

Hiçbir çılgınlığa, çocukluğa ve belki pamuk şekerlere yer kalmadı artık.

Lunaparka da belki gitmemem gerekiyor artık.

Bilmiyorum.

Bu halim sanırım etrafımdakileri biraz sıkıyor.

Annem ‘yeter artık biraz bizimle sohbet et, bırak kitaplarını bir kenara’ diye sitem etti. Babam çalışma odasının kapısını kilitleyip, anahtarını gizlemekle beni tehdit etti.

Arkadaşlarım suskunluğumun çaresini arıyorlar.

Ve yağmur yağıyor.

Bülent Parlak bir kitabında ‘insanın en büyük hevesi, karşılaştığı son hevesidir’ diyor.

Ve eve, tam olarak takılıp kaldığım nokta burası. Benim çok acımasızca kırıldı hevesim.

Şimdi yeniden başlamaya ne cesaretim ne gücüm kalmadı.

Yağmur hızını artırdı, sabah Kübra yağmurun çoğalması için dua ediyordu. Yüksek ihtimalle duası kabul oldu.

Ve ben üşüyen ellerimi ısıtmak istemiyorum artık.

 

2 yorum:

  1. Her bir hevesin için ayrı ayrı düştü yağmur taneleri.Toplayıp birleştiremedim.Taneler de epey kırgındı İstanbul’a.

    YanıtlaSil
  2. Onun da vardır bir sonu.. kırılmanın da tükenmenin de. Bir gün her şey biter ve hiçbir şey kalmaz bir günden geriye.. belli mi olur belki o gün bugündür..

    YanıtlaSil