İzleyiciler

17 Eylül 2020 Perşembe

Sahibine Küsen Hamster..

 




Ne zamandı bilmiyorum, ama çok uzun bir geçmişi yok onu biliyorum. Bir gün uyandığımda sanki hiçbir şey hissetmiyordum.

Hayır, hayır uyandığımda değil. Evet, şimdi hatırladım.

Bir akşamüstüydü..

Bütün hislerimi sanki pat diye düşürdüm.

Sanki zor tutuyordum gibi.

Ertesi gün mimiklerim olmadan uyandım. Konuşmak, gülmek, ağlamak..

Hiçbiri hiçbir şey ifade etmiyordu.

Heyecan duygum da yoktu. Çok heyecanlanabileceğim bir şeyler dahi hiçbir şey ifade etmiyordu.

Kimseyle konuşmak, kimseyi dinlemek de istemiyorum açıkçası.

Yani nasıl oldu bu bilmiyorum. Ama ablama izlettiğim bir video var, hatta unutmadan not edeyim buraya da.

‘sahibine küsen hamster’ videosu.. Bir hamster var, bir de sahibinin eli ve elindeki meyve. Önce çabalıyor o meyveyi almak için, sonra da ulaşamadığında bırakıyor, yani vazgeçiyor. Ama donuk bir halde. Sahibi ona o meyveyi uzatsa da tepki vermiyor.

Şu an bu tepkisizlik dönemindeyim hayatının ve o hamsterın aslında küsmek değil, hevesinin kırıldığına yemin ederim.

Hatta kalbi de kırılmıştır.

‘Hayat’ dedim ablama bu videodan sonra. Önce biraz güldük tabi. ‘insana heves ettiğinde değil, her şeyden vazgeçtiğinde tüm heveslerini uzatır’ dedim. Yine güldük, ama bu sefer acı bi gülüştü.

Öyle ama kendimden biliyorum. Her şey vazgeçtiğinde, hiçbir şey hissetmediğinde önüne düşüveriyor.

Sonra kimse beni sevmesin istedim. Kimse benimle konuşmak, görüşmek için heveslenmesin. Çünkü ben hep kendimden yola çıkıyorum. Ve her şeyi kendim gibi düşünüyorum.

Mesela beni seven bir insana karşı istesem de keskin çizgiler çizemiyorum. Ama bu onları sevdiğim için değil, sadece seven insanlara hürmet ettiğim için.

Mesela görüşmeyi nezaketen kabul ediyorum olayı bende yok, ben yine kendimden yola çıkıyor ve bir insanın başka bir insanın yüzünü görmesinin ne kadar önemli olduğuna inanarak kabul ediyorum.

Evet, belki nezaketen benimle görüşmek istiyor ve sahte sevgilere sahip oluyorlar. Ama ben yine de o böyledir, şöyledir değil kendim nasılsam öyle değerlendiriyorum.

İşte bundan mı bilmiyorum.

Hissizleşmem bundan mı?

Kimseyi de suçlamamak lazım şimdi.

Şunun bunun yüzünden değil.. Ben böyleyim.

‘Canımı yakanın canı yansın’ demem, pusuya yatıp perişan olmasını beklemem, ah edip pişman olsun diye düşünmem. Canımın yanması bana aittir der, yaramı sarmaya çalışırım.

Ah etmeden, bağırıp çağırmadan, çirkefleşmeden..

İşte maksimum bir yazı yazabilirim. O da kimse okusun diye değil.

Kimse, biri, bir şey gibi hedeflerim yok hayatımda. Bu bana iyi gelmiştir zaten hep. Ama konu şimdi bu değil.

Aslında konu hiçbir şey değil..

Ama ben birileri gibi değilim diye büyük bir suç işliyormuşum gibi. Yani canımı yakanların canı yansın diye beddualar etmeliyim, etmesem de içten içe kin güdüp perişanlık beklemeliyim.

Yahut mutluluklarım herkesinki gibi olmalı.

Neyse ki Rabb’im biliyor beni..

Çok şükür Rabb’im biliyor beni..

Çok uzatmadan, herkese benden Kent Şarkıları- Hayat Devam Ediyor ve bir bardak açık çay..

Göğe bakalım..

 

2 yorum:

  1. Hissizlesmek; Çorak topraklarda kök salıp fırtınalara göğüs geren bir ağaç artık ne su arar ne de küçük esintilerle heyecanlanır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru, o topraklarda yeşermeyi seçmesi onun tercihi.. sonuçlarına da katlanmalı tabi..

      Sil