İzleyiciler

20 Eylül 2025 Cumartesi

Güneş Çalınmış, İmdat..




Bazı geceler var, güneş sanki insanın üstüne düşerek batıyor. Sanki yarın olmayacak gibi, sanki o güneş bir daha hiç doğmayacak gibi..


İnsan iliklerine kadar üşüyor öyle gecelerde. Ve bunun mevsimlerle alakası da yok üstelik..

İnsan bazen güneşin altında ezilerek geceye giriyor..

Öyle gecelerde güneş köklerinden sökülüyor sanki..

Bence bu gece öyle bir gece. Güneşi sökmüşler yerinden. Neyi murad etmişler bunu yaparken bilmiyorum. Fakat bu gece Ay da yok..

Bu gece yılların sözünü söyleyemiyorum; elim, dilim titriyor. İlk defa bir gece 'Günaydın Gece'm' diyemiyorum..
Ne içimdekilere yetecek sözüm var ne dilim dönüyor. Zaman da bu ya katil gibi insanı tam orta yerinden vuruyor böyle gecelerde..

Bazı şarkılar bu gece düşmanlık ediyor. Bazı şiirler insanın kalbini yırtıyor. Yemin ederim ruhu parçalıyor bazı kelimeler..

Bazı sözler var arkadaşlar, o sözler kıyamet koparıyor..

Şimdi tavanı izleyerek neden bu hallere girdim ben de bilmiyorum. Fakat her sözün bir makamı da var. Bazıları da tavandandır.. onlara da sahip çıkalım..

Bazı şeyler var. İnsanın canını acıtıyor. Mümkün değil  fakat insan bazı acılarını Allah'tan gizlemek istiyor.. çünkü eğer o acı bir teraziye çıkarsa, cehennem yanacaktır insan biliyor..

İnsandır neticede ağlıyor fakat gözyaşı da o cehennem yanmasın diye; o aciz, o zavallı insanın gözüne düşüyor. İnanabiliyor musunuz? İnanmayın buna ne olur.. çünkü cehennem bir göze düşerse ve o aciz insan o ateşi hissederse ağlayamıyor. Döktüğü her damlanın da hesabı olur diye. İnsan bu zavallıdır ve insandır kıyamıyor.

Kıyamadığı her şeyin insana kıyması sorun değil..

İnsan güneşin söküldüğü ve cehennemin göze düştüğü gecelerde, cümle kurmaya ve tamamlamaya nefesi yetmiyor..

Ne o? Gök mü çatladı? Yer mi yarıldı? Kim düştü yine kuyuya? Kim çıkacak bu savaştan sağ?

Arkadaş şarkıların gözü kör olsun tamam da sözleri ne yapacağız.
Harflerin elinden bizarım ya Rabb'im.. ve Rabb'im beni iyi bilir, şikayet edeceksem kimseyi etmem.. birini anlatacaksam ilk kendimi ve son kendimi anlatırım..

Yani dümdüz ağlasak, herkes kadar uyusak, yel esip koku getirmese, güneş karakterine uygun batsa, kelimeler sadece tek bir anlama gelse ne olur?

Her şey çok fazla değil mi? Dünya bu kadar yaşlıyken, bizim belimizi niye büküyor? Arkadaş az mı derdimiz var?

Çay da yok. Zaten çok gece de olmuş. Rüyalardan da nefret ediyorum. Kabuslar bile daha tatlı gelir oldu. Ben eskiden en çok örümcekten korkardım. Ne ara böyle oldu her şey? Ben o sıra ne yapıyordum acaba ya? Örümcekten de hala korkarım fakat konumuz bu değil..

Arkadaş, niye güneşimi çaldınız lan? Niye söktünüz köklerinden? Yakışıyor mu hiç? Yarın ilan mı vereceğiz? Kaybolan güneşi nerede arayacağız ve zavallı insanın gözüne düşen cehennemi ne yapacağız?

Bir de bir uyanıyormuşuz, o da ne vaov birileri elinde cennetle geliyor..

Neyse aman. Bay

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder