Öhöm öhömm..
Çayımızı alalım, çay bardağında lütfen..
Gözlüklerim nerede? Heh buradaymış, takalım. Bir de müzik
açalım, bir sonraki şarkıyı kendimize seçelim. Kimden geldiğini de kendimize
saklayalım. Çünkü bu kimseyi ilgilendirmiyor.
Evet gelelim konumuza..
Ne diyorduk, ne düşünüyorduk? İçimden bu sabah ‘acaba bir
grup bir araya gelip, Hafız Şirazi’nin şair olup olmadığını mı tartışsak?’ diye
bir konu geçti..
Sonra dedim güzel olur ama ikna olmak çok zor değil ki..
Ne düşündüğümü söylemeyeceğim, çünkü belki gerçekten bir gün
bu konuyu tartışırız. Peki, kime şair diyoruz? Şiir yazan herkes şair mi
mesela?
Şiir ne bir de o var?
Ya da genel daha genişletelim konuyu, mesela insanın bir şey
olması için ne yapması lazım? Âşık olabilmesi meselesi örneğin, kimlere âşık
diyoruz?
Bir insana duyulan çok güçlü duyguya Aşk diyebiliyor muyuz
mesela?
Ya da kim arif, kim zalim? Bunların ölçüsü ne?
Neden böyle derin ve asla sonu olmayan şeyleri bir ete
kemiğe sığdırarak somutlaştırmaya çalışıyoruz?
(ezan okunur, müzik kapatılır.)
Oldum olası, çok yiyen, çok uyuyan, çok konuşan insanlardan
ürkmüşümdür. Ama içlerinde en çok, çok yiyenden ürkmüşümdür. Bir insan nasıl
olur da her yerin en meşhur yiyeceğini bilir şaşkınlığım çocukluğumdan beri
vardır.
Kendi aklını kullanmayıp, başkalarını taklit ederken; bir
düşünceyi sahibinden çok savunanlara da hep ağız dolusu gülmüş, ama aslında
uyuz olmuşumdur.
Bir konuyu nasıl bu kadar dağıtabiliyorum, bilmiyorum.
Kendimde yaşadığım bazı yüzleşmeler ve hakikatlerin yüzüme
çarpan tokatlarıyla yakın zamanda bu dağılmalardan kurtulacağımı ümit ediyorum.
Bu da ara not olarak burada kalsın.
Sonra gelelim benlik kavramına, bir şiirde ‘Güvenme kendine
ben oldum diye, pişenler hamım der, bir düşün niye?’ diye bir söz var.
Zaten her şeyi söylenmiş, biz kim şiire şerh düşmek kim der
birkaç satır aşağısındaki sözleri de not etmek isterim.
Şöyle başlamış, ‘Cahiller ağzını açınca ben der’ ve ardından
şöyle de devam etmiş, ‘Ben deyip yol alan var mı hiç göster..’ iyi de devam
etmiş.
(ezan biter, müziği açalım)
Aslında bugün tek bir konu yazma niyetim yoktu. Zaten yazmak
istediğim, içimdeki başlıkları bir araya toplamaktı.
Karışıktım, toparlar gibiyim.
Acılar mı? Mmmm düşüneyim, kimseyi ilgilendirmiyor benim
derdim kederim, ister çeker ister secde ederim kime ne? (Nesimi’den özür
diliyorum)
O halde, ezan okunduğuna göre sözlere son verip namaz kılma
vakti.
Haydin kalın, kalalım sağlıcakla..
Bir gün belki her şeyi detaylıca yazarım, olamaz mı? Olabilir.
(gülümseme ve kapanış)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder