Gülümsedim,
Tüm gidişlerin ardından gözyaşı ile karışık kahkaha ile,
Tüm gelenlere merhaba diyerek ağzım kulaklarımda,
Sustuklarım için yutkunarak,
Ağzımın içinde yara ile gülümsedim.
Yaralar, yutkunmalar engel değildi. Ağlamak durdurmadı
gülümsemeyi. Gülümsemek, başlı başına bir ülkeydi.
Bütün azaları örten gece gibi bir şeydi.
İnsan en çok gülümsemesiyle kendini ele verirdi ve ne var ki
bunu sadece iyi okuyucular görebilirdi.
Ve görebildi.
Herkes acıyı farklı şekilde ifade edebilirdi. Kimsenin kimseye
karışma hakkı yoktu. Kimi susar, kimi haykırır, kimi ağlar..
Kimi gülümser..
Ama herkes şair değildi .. Ve herkes acı çekerken şiir
yazamazdı.
Her acının bir karşılığı da yoktu.
Ve hiçbir şey göründüğü gibi değildi çoğu zaman..
İnsan en çok anlaşılmaya ihtiyaç duyuyor, sevmekten ve
sevilmekten çok.
Yani en azından ben öyleyim. Anlamayı ve anlaşılmayı
insanların avuçlarının içine bırakmak istiyorum çoğu zaman..
Çünkü birinin kalbindekini bilmeden, ne yaşadığını bilmeden,
ne hissettiğinden bihaberken,
Bilmiyorken,
Anlamıyorken,
Anlamak için çalışmıyorken,
Söylenen, düşünülen ve hissedilen her şey hükümsüzdür,
hükümsüzdür ve hükümsüzdür..
İşte demek istediğim şu:
İnsan gülebilir ağzı yara ile dolmuşken..
Ve kimse o yaraları görmüyor diye o yaralar yok olmaz..
Ve yarası olanlar güzel gülerler..
Güzel bir gülüşümüz olsun diyedir belki yaralara sahip
çıkışımız..
Bilmem, olamaz mı? Olabilir..
"İnsan en çok anlaşılmaya ihtiyaç duyuyor, sevmekten ve sevilmekten çok."
YanıtlaSilTartışmaya açık bir iddia.
Sevilmenin insanın sakladığı yaralara iyi geldiği söylenir, ama anlaşılmak insana o yaralarla nasıl yaşaması gerektiğini öğretir.
İnsanın hangisine daha çok ihtiyaç duyduğu sanırım daha çok o yaralarla ne yapmak istediğiyle ilgili. Yarasını iyileştirmek ya da en azından unutmak isteyen insan sevilmeyi anlaşılmaya yeğleyebilir. Ama o yaraları seven, onları bir ömür taşımak isteyen insan; bu yaralarla nasıl yaşayacağını öğrenmek ister. Böyle biri için de anlaşılmak, anlaşılmayı istemek bir tercih değil, sevilmekten çok daha büyük bir ihtiyaç haline gelir. Anlaşılmak için de yazar, yazar ve yine yazar. Çünkü elinden gelen başka bir şey yoktur.
anlamadığımız bir şeyi sevmek, anlaşılmadığımız biri tarafından sevilmek ne kadar doğru? anlasa yine sever mi? anlasam yine sever miyim? anlamaktan kastım da tabi doğru anlamak..
Silbirine, beni hiç anlamayan birine kendimi anlatmak, anlaşılmak çabası.. Yazarken dahi yoruldum. Tabii düşüncelere saygım var. :)
Ben insanları bulunduğu durum dan değil aldığı yaralardan tanırım
YanıtlaSil