Bir şey okudum az evvel, Romeo ve Juliet de yazılan bir şey:
‘Ölüm döşeğindedir şimdi eski sevda
Ve mirasçısı olmayı bekler yeni sevgi..’
Ve mirasçısı olmayı bekler yeni sevgi..’
İlk okuduğumda ağrıma gitti, şimdi buraya yazdığımda 2 kere
daha ağırıma gitti. Nasıl yani? Dedim.
Henüz kalbimizdeki sızı geçmeden bir başka sevda mı
yeşermeye başlıyor? Ne demek istiyorsun Shakespeare? (Şekspir)
Doğru mu anlıyorum bilmiyorum, doğru mu? Yani, ölen bir
şeyin ardından gelen miras gibi mi? Bu kadar kolay mı?
Şu an üçüncü kere daha ağırıma gitti. Ama bende maksimum 3
olur. Gerisi hiç olur.
3 ten sonrasında stabil oluyor içimde her şey.
Evet, anlıyorum şu an seni Shakespeare (Şekspir) . Çünkü kalpler
sevmek üzere yaratılmışlardır. Ve doğanın kanunu da bu şekilde işliyor. Bir bitiş
bir başlangıç oluyor.
Bazen ayak diretsek de, bazen dirensek de bazen inat etsek
de kurallar sırasıyla işliyor.
Bitişler yeni başlangıçları beraberinde getiriyor.
Bazen tanıdık bir başlangıç oluyor, mirasçı gibi, bazen yeni
bir cümle oluyor.
Ama oluyor.
Demek istediğim birçok şey var. Ama hiçbirinde kendi
kalbimden söz etmek, içimdeki anayasalardan bahsetmek istemiyorum.
İçimi bir kenara bırakıp, yazdıklarıma inanmak, yazdıklarıma
iman etmek istiyorum. Çünkü inanç kuvvetli bir güçtür insanda.
Birçok alana hükmeder güçlü bir iman.
Bu yüzden yazdıklarıma inanmak ve içimi bu şekilde yönetmek
istiyorum.
Hoşça kal arabesk duygularım.
Ve merhaba yeni, otoriter duygularım.
Umarım canıma okumazsınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder