Kuş öldü ve kanatlarından şiir yazılmadı. Kuşun gidişinden
kimseye bir pay ayrılmadı. Kuşun ölümünden sonra cenaze namazı kılınmadı ve
kanatları da kimseye miras kalmadı.
Ama kuş öldü.
Sonra saksıdaki çiçek bir bir döktü yapraklarını. Toprağı kurudu,
çatladı. Saksısı kırıldı çiçeğin. Ve çiçek kurudu. Çiçekler de soldu. Kimseye bir
anı bırakmadı yaprakları. Okunmak için satırları kalmadı yaprakların.
Çiçekler soldu..
Sonra mürekkebi kurudu kalemlerin. Alın yazıları silindi. Kağıtların
hepsi uçtu. Mürekkeplerin hepsi kurudu. Kalemler kalemlikleri terk etti. Hepsinin
görevine burada son verildi. İmzalar atılmadan kurudu mürekkepleri.
Gölgelerim beni terk etti.
Güneş bugün kalbimdeki topraklarına tersten doğdu. Bu bir
kıyamet alametiydi. Kıyamet koparken güneş doğudan değil batıdan doğacaktı. İşte
bu da onun gibiydi.
Notaları düştü şarkıların. Paldır küldür. Sol anahtarı
kırıldı. Hiçbir kapıyı açmaz oldu.
Şiirlerin mısraları hükümsüzlük giydi. Bu dava da düştü. Şiirlere
müebbet verildi.
Ve ben senden vazgeçtim..
Birisi bizden vazgeçer ama biz ondan vazgecebiliyormuyum
YanıtlaSil