En son mektubumu 18 eylül 2016 da saat 23.28 de yırttım.. Hemen
ardından bir defterimin arkasına hislerimi anlatan bir paragraf yazdım.
2018 eylülündeyiz.. Hatta bitmek üzere eylül..
Ve ben yine mektup yazmak için oturdum. Ve vazgeçtim..
Ölmüş bir gencin şarkısını dinlerken, hava yine kapalı,
boğuk ve karanlık gökyüzü. Bugün mevsimlerin geçmesini çocukken karşıladığım
gibi karşılamadığımı fark ettim.
Zaman ilerlediği için mevsimler değişiyormuş. O halde neden
insanlar sürekli bir mevsimin arzusunda onun gelişini bekliyor ki?
Öğlen annemi gördüm. Ne kadar güzel dedim içimden. Yanımda durduğu
her saniye için kendime değer kattım. Bir kez daha o bana bakarken
kıymetlendim.
Ama mektubumu yırttım.
Batıl inançlarım vardır bir miktar. Ya da söylenen bazı
şeylere tutunmak hep hoşuma gitmiştir diyelim. Biraz arabesk biraz ironi
tutkusu.
Mesela eğer bitmişse yakarmışsın, ama bitmemiş bir şeyler varsa
kül olmasına kıyamazmışsın. O an bunu düşünerek yırtmadım mektubumu. Ama yaktıklarımdan
biliyorum. Sadece ateş var hatırladığım.
Çok güzel bir ateş..
Tutuşunca kağıt ne kül kalıyor ne duman..
Yok oluyor..
Bitmesi de böyle işte..
Ama yırtınca.. Mesela yırttığın parçaları avuç içinde
sımsıkı tutarken..
Mesela o sımsıkı tuttuğun parçalardan biri ama yazarken en
çok zorlandığın, en çok canını acıtan kısmı bir anda elinden kayıp düşünce ve
gözün o acıya değince..
Olmuyor işte..
Yeniden yaşıyorsun. Yazdıklarını değil yırttıklarını. Parça parça
olmayı.
O gün yırttığım mektubu sana yazmıştım. Bugün yine sana
yazmak için oturdum. Ama bir paragraf yazıp, sadece senin anlamanı dilediğim
bir paragraf yazıp kalktım.
Sonra sildim yazdıklarımı.
Sonra işte..
Oturduğum masa da ölmüş bir gencin yazıp bestelediği bir
şarkıyı dinlerken, sana yazma isteği tümüyle içimde kaldı.
Bir gün öleceğim. Sen de öyle. Ve herkes. İçimdekiler hep
orada kalacak. İçimdeki halleriyle.
Ama öncesinde mesela 40 yaşıma yahut 49.5 yaşıma geldiğimde
yine her şey 21 yaşımdaki haliyle kaldığında..
Biliyorum yine bir kağıt alıp elime mektup yazamayacağım
sana..
Sözlerimi bitirirken bu sözlere kulak ver:
“Bahsetme kimselere, yaramızda kalsın..”