11 inci ayın 11 inde bir yazı yazdım. Yazmadan önce bir kamyon ağladım..
Yığınla müzik dinledim. Ve asla ne şiir dinledim ne şiir okudum. Çünkü yeterince sebebim vardı.
Biraz blogumla müsemma bir şeyler yazmak istiyorum bu gece.
Ama başlamadan önce; Nurgül yazılarımı okumak istemiyor, sevdiği insanların acısını okumak canını acıtıyormuş. Ve o kadar haklı ki..
Ben de olsam okumak istemem; sevgili sevdiklerim, acı çekmeyin.
Şimdi de diğer mesele ya da meselelere gelelim. Bu yazımı hiç sevmedim. Boğuyor beni sanki hacmim daralıyor. Oysa yazarken rahatlardım ben. İtiraf edeceğim diye olabilir bilmiyorum.
Hadi edeyim; çok sevmek yetmiyormuş.. güzel sevmek hele hiç de güzel değilmiş.
Damarlarınızdaki kan da olsa, kalbinizde can da olsa, bedeninizde ruh da olsa.. yetmiyormuş..
Bugün bütün kapıların ziline basıp şu saatte uyanın hep beraber ağlayalım diyesim var. Çünkü bana biraz fazla geliyor şu an.
Ağlamıyorum. Ve bu bana hep daha çok sıkıntı olmuştur..
Ağlayamadığım zaman taşlaşıyormuşum gibi geliyor bana. Sanki toprağım ağladığımda yumuşuyor, ağlayamadığımda sertleşiyor gibi..
Ben şimdi ne yapmalıyım? Yıllarca çok sevmenin, koşulsuz sevmenin her şeye yeteceğine inandım. Şimdi kendimi; işgal edilmiş, ocağı sönmüş, yurdundan edilmiş gibi hissediyorum ve bu duygu o kadar yabancı ki..
Ne yapacağım lan ben şimdi?
Çok direndim. Çok inandım. Çok güvendim. Çok hep bir sebep buldum. Yoksa da ürettim. Hep severek çabaladım..
Sonra içimdeki güneş battı. Ay doğmadı. Müzik sustu. Kalemimin ucu kırıldı.
Çok da acı olmasın. Her şeye rağmen sevdiğim gibi sevenler de var. Onları çok seviyorum diye şımarıp asla beni rencide etmeyen insanlar da var..
Evet doğru okudunuz; şımarmak aslında sömürmek değildir. Şımarmak birinin duygusunu tüketmek değildir. Şımarmak karşıdaki insan nasılsa beni seviyor, ne yaparsam yapayım beni sever demek değildir.
Şımarmak; sevgiye, çabaya, emeğe saygıyla hürmet etmektir.
Bu yazı hala sıkıştırıyor beni..
Devam edemeyeceğim.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder