Yığıldı içimde yine cümleler. Hangi yöne dönsem oraya
düşüyor. Neresinden tutsam elimde kalıyor. Biraz duygusalım.
Dündü..
Kötü bir dün oldu. Daha kötü dünler yaşamama rağmen yine de
ilk 10’a şimdilik girebilecek içerikte olduğunu söyleyebilirim.
Şairin de dediği gibi ‘insan bir akşamüstü ansızın yorulur.’
Yorulmayı icat edenden de Allah razı olsun. İnsan bazen kuramadığı bir milyon
cümlenin ve anlatmak istemediği duyguların tamamına ‘yoruldum’ diyerek
sığınıyor.
Bir gün limanlarım olursa adını ‘yoruldum’ koyacağım. Hep beraber
adsız gemilerimizle, isimsiz ve gizlediğimiz duyguların demirlerini atar ‘yoruldum’
der geçeriz. Ve belki üstünde de çok durmayız.
İnsan daha büyük savaşlardan galip çıkıp, neden daha
küçüklerinde yeniliyor? Bilenler bilmeyenlere söylesin.
Geçen yolda yürüyordum. Kötü dünden daha öncelerdeydi, o
kadar da kötü değildi. Fakat sağanak kalp ağrılıydı işte. Neyse bir yıkıntının
kenarında, bu mevsimde açmış birkaç papatya gördüm. Ne için ümit ediyorsun
dedim. Hem de bu harabenin yanında. Ezecekler seni. Bahar da değil, kimi neye
umutlandırmak istiyorsun? Neden papatya tam olarak o gün gördüğüm papatya neden
bugün bana gereksiz bir umut bahşediyorsun?
O gün o papatyayı gördüğümde kendimle beraber birkaç kişiyi
daha düşündüm. Biz de yanlış mevsimlerde açma hevesine girmedik mi?
Biz de her yüzümüze güleni dost zannetmedik mi?
Bizim de yapraklarımızı koparmadılar mı? Köklerimizi sökmediler
mi? Bilmediğimiz bir sürü şeyin arasında bazen tek ümidimiz sıradaki şarkının
bize gelmesi değil miydi?
Sıradaki şarkıları koruyun arkadaşlar.
2 gündür duygusal, bir süredir sinirliyim. Yanlış çağ
güzellemesi yapmayacağım. Her şey biraz sıktı. Hatta bazı kelimelerden de sıdkım
sıyrıldı. Mesela herkesin bir şeylerden eti ve kemiğiyle nefret etmesi olayı
artık samimi gelmiyor. Ya da söyleyenlere gıcığım ondan olabilir.
Yazıyorum çünkü bu yığılanlardan azad olmam lağzım. Nolur beni
biraz terk edin. Bırakın yakamı paçamı, bir parça uykumu bırakın.
Biraz da kitap okuyalım değil mi?
Yine geleceğim, inanıyorum yazacağım. Ama şimdilik yazmak o
kalbimdeki boşluğu, bir akşam üstü sancısını almadı. Sanki kabuğu soyuldu
yüreğimin. Ne garip dün kanamıştı bugün kabuk bağlamış, al işte dile düştü yine
aynı yerden devam ediyor sancısı.
Höh ne melankoli yaptım ya. Bırak bu işleri Sema’cım
tanımasak inanacağız :)
Hoşça kal
Sıradaki şarkı değil de bu şarkı benden bu yazıya gelsin ‘Buray
& Ceren Gündoğdu - Beni Affet’
Olur da kuşlar beni sana hatırlatırsa (ki bana çok şey
öğretmişlerdir) n’olur ihmal etme dinlemeyi..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder