Sözlerime tövbe ederek başlamak istiyorum. Hatta içerisinde
bir parça kalp ağrısı da ekleyebilirim.
Bu da nereden çıktı şimdi tövbe estağfurullah, dün az kalsın
şiir yazıyordum. Hem de önce yazdıklarımdan çok farklıydı.
Öncelikle şair olmadığımı ve asla şair olmadığımı ifade
etmek isterim. Lütfen bu sözlerimi ciddiye alın. Ben asla ama asla şair
değilim.
2-3 kere sinirlendiğimde yazmıştım. Onları da sır gibi
saklıyorum. Allah muhafaza biri okur da beni şair zanneder diye korkuyorum.
Aslında ne olduysa, benim yüzümden oldu.
Her şeyin sorumlusu benim. Ama ne yaparsınız ki insan kendi
omuzlarına ağır geliyor.
Aahhh bunları söylemek istemiyorum ki neden bunlardan
bahsediyorum?
Sonbaharı hiç bu kadar hissetmemiştim. Sonbaharla hiçbir şarkıyı
şimdiye kadar kombinlememiştim. Yaş aldıkça insan ömründen, ne kadar da farklı
şeyler yapıyor?
Hangisi kendimiziz bilmiyorum.
Şu yazıyı okuyup bir şey anlayan olursa, ne olur bana da
anlatsın.
Kendimi bu leveli geçebilmek için bütün tuşlara aynı anda
basıyormuşum gibi hissettim bir an.. Bütün kelimeleri aynı anda kullanmak istiyorum zira. (Ziğra da olur)
Neyse dündü diyerek geç de olsa başa dönüp, konuyu açayım.
Dündü..
Mohammad Motamedi dinliyordum, sesini açtım. İyice açtım. Yoluma
bir âşık çıktı. Sonra açtığım sesi ona dinlettim, gözleri doldu.
Gözyaşları benden aktı.
Sonra baktım, kulağıma bir ses fısıldıyor. Usulca ‘sema
bunun şiirini yaz’ diye vesvese veriyor..
Evet evet, kafayı yedim. Ama bu yeni değilken neden bir şiir
kendini kulağıma fısıldıyor ki?
Benim yanımda âşık olmayın arkadaşlar, sonra sözleriniz bana
sirayet ediyor. Korkuyorum sizin yüzünüzden şair olacağım diye ki şair olmayı
asla istemiyorum.
Şiir olayı bana göre değil, hem Zeyneb de kızıyor zaten;
kendine gel sen Nesimi değilsin diyor. Lütfen benim yanımda âşık olmayın, ben
Nesimi değilim.
Ve bu yazının itiraf kısmına gelelim. Bundan yıllar önceydi,
bir arkadaşıma dua etmiştim. İnşaallah âşık olursun diye. Duamın çat diye kabul
olacağı tuttuysa demek ki, kız birazdan çok perişan oldu.
Sonra zaten konuyu kapattık. Ve şiir de yazmıyoruz. Hepimiz kendimize
gelelim.
Zaten Ekim’den yana bir yaram var, ikincisine lüzum yok. Herkes
sakin olsun, biri bir çay koysun.
Hoşça kal.
İnsan yaş aldıkça ardında bıraktığı sonbahar aylarına özlem duyuyor mu?
YanıtlaSilSürekli geçmişi özlemek bana çok da sağlıklı gelmiyor. Bir de özlerken neden mevsimleri ayıralım ki? Bir şeyler biz onlara yüklediğimiz anlamla hayatımızdalar. Uzun uzadıya özlediğim bir sonbahar yok açıkçası. Çok da sevmem sonbaharı..
SilKamaşık
YanıtlaSil:) doğrudur.
SilHerkes şiir yazabilir. O kadar büyütmeye gerek yok. Hemen şair olmayız. Bir iki küçük şiir yazmış oluruz, o kadar . Kulağımıza gelenler , ilham. O da dert edilecek büyütülecek bir şey olmamalı. Delirmedin merak etme. Büyülenmedin de. Ya da başka kötü bir şey değil.. herkesin başına gelebilir. Lütfen önemsemeden, yazalım. Yolunuz açık olsun.
YanıtlaSilTeşekkürler :)
Sil