İzleyiciler

9 Ağustos 2020 Pazar

Bu Bir Yolculuktu..


Bir yola çıktık birkaç kişi. Hüseyin Rahmi Gürpınar, Michel de Montaigne, Fatıma Tebrize ve Sema Nur yani ben..

Birkaç da görünmeyenler vardı aramızda, aklımızda, kalbimizde, valize koyup getirmek istediğimizde, gülüşümüzde, bakışımızda, hatırımızda, hasretimizde ama en çok kalbimizde.. en çok kalbimizde..

Ve bu bir yolculuktu, tepeden tırnağa bir yolculuktu..

Seyir halindeyken yolda, güne bakan çiçeklerinin güneşten yüz çevirdiğini, hiçbir ağacın olmadığı yerde bulutların gölgelik ettiğini gördüm..

Bu bir yolculuktu işte bundan çok belliydi. İçe ve dışa hem de..

Tanıdığım, ama hakikatle tanıdığım günden bu yana Fatıma'da ruhumun bir parçasının olduğuna inanmışımdır..

Bu yolculuk parçaların bir araya gelmesi anlamına da geliyordu bu yüzden.

İşte bir yolculuk delili daha.. Vallahi yolculuktu..

Hem sonra, yol uzun, gece ve gündüz süren bir yoldu, ama baştan ayağa yolculuktu..

Kendimle alakalı bir keşif, kendime dönüş yolculuğumdu belki de..

Hem belki hayatımın merkezinde kalmanın niyeti ya da yeni başlangıçlara Besmele çekme yoluydu kim bilir?

Aklımın iplerini kalbimin kuyularına atıp, akıl ve mantık zindanlarından kalp hükumetlerine seferdi..

Bu bir seferdi..

Han da, yol da, yolcu da, hancı da..

Gün de, güneş de, gece de, ay da..

Şiir de, şair de, kağıt da, kalem de..

Hepsinin ama en çok güneşten yüz çeviren güne bakan çiçeklerinin üzerine yemin ederim bu bir yolculuktu..

'Neden güneşten yüz çevirdiniz?' dedim güne bakanlara.. biri hariç hepsi sustu.. 'Sevgili'ye naz Aşk'tandır' dedi o da sol omzunu silkerek..

Ve bu sözü heybeme koyup dağlara doğru giderken bir daha yakiyn ettim; bu bir yolculuktu..

1 yorum: