Tam olarak 3 Nisan 2019 da saat 12:34’de ‘Bir Gün Vazgeçtim’
başlığı ile bir yazı yayınlamışım. Sonra bilmem nedendir arşivlemişim. Yazıyı okurken
ne kadar güzelmişsin küçük kız dedim. 2019 da küçük kızmışım.
Çok geçmedi ama şimdi yanlışlıkla büyüdüm.
Ürkek bir yazı.. Keşke kendime sarılabilsem. Şu an da
kulağımdaki müzik beni duygulandırdı. Kendime ağlayacağım he.
Neyse kanki (bloğuma diyorum) okurken biraz da canım
sıkıldı. Bazı yerlerde imla hatası yapmışım. Çayım da yok, hemen yayınlayıp
konuyu kapatayım. Sevgili anonimin de gönlü olsun :)
Şimdi vazgeçsem nasıl geçerim bilmiyorum. Ama 2019 da böyle
olmuş;
Bir gün vazgeçtim.. Bir gün..
Öyle tuhaf bir şey ki vazgeçmek, yani insan bir garip
oluyor. Ne hissettiğini anlayamıyor. Bir boşluğa düşüyor, biraz üşüyor, biraz
ağlıyor, biraz gülüyor.
Şiir dinliyor, kitap okuyor, yazı yazıyor ne bileyim film
falan izliyor.
Sanki yaşamak, vazgeçmekle alakalıymış gibi.. Vazgeçince
mecbur kalıyor yaşamaya gibi, tuhaf bir şekilde işte devam ediyor.
Kapıları kapatıyor, kilitler vuruyor. “Hayırlısı olsun”lara
“eyvallah” larını yapıştırıyor.
İşte ben de böyle vazgeçtim bir gün. Hayata yeniden
başlamadım. Öyle kocaman şeyler söylemeye gerek yok. (Kocaman şeylerden de hep
sakınmışım aferin bana)
Her harfi için ben imtihanlar verdim bu yazının. Çaylar
içtim, açık ve demli. Fark etmeden hangisi acı hangisi tatlı, çaylar içtim.
Üzerimde hiçbir etkisi olmasın, bana hiçbir şeyi
hatırlatmasın diye, dilini asla anlamadığım müzikler dinledim.
Vazgeçmek için savaşmadım. Kabullenmek için direndim. Ama
yoruldum mesela.
Uzaklaştım birçok şeyden. Terapi aldım. Yine kitap okudum.
Kötü değilim..
Biliyorum artık..
Vazgeçtim..
Mesela şu an da bir şiir dinliyorum. Ama canım acımıyor.
Üzülmüyorum.
Canımda yer mi kalmadı bilmiyorum. Tanıdık yaralara mı
oynuyorum bilmiyorum. Bu kadar bilinmezliğin arasında vazgeçtim.
Öyle herkesin içinde vazgeçtim. Kimsenin haberi olmadı ama
ben vazgeçtim.
Espriler yapıyorum, çok gülüyorum. Ama baya gülüyorum. ‘Hayat
sana güzel, senin de derdin mi var?’ diyorlar.
Bakıyorum; evet, hayat bana güzel. Tek derdim bu muydu da, vazgeçince
bir anda özgürleştim bilmiyorum.
Ama ben vazgeçtim.
Ama, ama hani şey gibi değil, yani hesaplarsın, ölçersin,
tartarsın vazgeçmenin de bir dönüşünü umut edersin ya, öyle değil.
Ben külliyen vazgeçtim. İçinde dışında hiçbir anlam, hiçbir
hesap olmadan. (aferin kızıma)
Acı çekerek fotoğraf silmek, mektubu yırtmak, kahkahayla
gülmek gibi değil.
Ulu orta bir yerde, bir gün vazgeçtim.
Şimdi vazgeçtim deyince, hani edecek duam, tutunacak dalım kalmadığından
falan değil. Geldiğim son noktada değil, tam olarak yolun ortasında. Pes etmek
değil, vazgeçmek.
Yani başka çarem olmadığından vazgeçmedim.
İçinde hiçbir anlam barındırmadan vazgeçtim.
Kendi kendime, bir gün vazgeçtim..
Sözlerime son verirken, yolun kenarındaki çiçekleri çitlerin
arasına almışlar ve oraya artık bir tek kuşlar ve görevliler girebiliyor.
Hoşça kal..