Laf..
Ne yani, şimdi bütün şairleri ne bileyim yazarları acıdan beslenen bir grup melankolik mi ilan edelim?
Laf..
Ya da ne bileyim? Mutlu insanlar ne yapıyor da yazamıyor?
Laf..
Hep laf bunlar hep laf (okurken a ya şapka koymak lazım.. daha şirin oluyor.)
Şimdi neresinden tutsam bu şirinlerin, orası elimde kalacak biliyorum.
Çünkü her bir parçası kırılan bir yapının neresinden tutarsan orası elinde kalır bazen de kanatır..
Parçalar yaralar insanı.
Mutsuzluktan değil, acı çekebilme kabiliyeti herkesin nasibi değil..
Şimdi ne diyorum ben?
Şöyle, güzel bir sözü insan sadece bazen beğendiği için altını çiziyor. O anı yaşadığı için değil..
Ya da bazen içi kan ağlarken kahkaha atabiliyor, bu o acının olmadığından değil.
Ama işte hep laf bunlar.
Evrendeki her şey gibi..
Boşluğa doğru..
Mesela saatlerce telefonda konuştuğunuz ve sonra bir kelime edemediğiniz insanla aranızda artık kalmayan sözler, öncesindeki tüm paylaşımları laf olarak kaydediyor.
Laf'ı küçümsüyorum ve söz'ü tenzih ediyorum.
Çünkü ağzı olan laf edebiliyor ama aklı olmayan söz'ün hükmüne varamıyor.
Derken geldik yine bir gecenin kıyısına.
Hayatta ne çok şey değişiyor ansızın.
İnsan şok oluyor.
Şüphesiz insan şok olucudur.
Şoklar da bizimdir..
Şok deyince illa yine olumsuzluklar, acılar, kederler gelmesin akla..
İnsan güzel şoklara da girebiliyor, kendimden biliyorum..
Bir hikaye yazacağım mutlu şoklar diye mesela..
O vakit, herkese iyi geceler
19. Ağustos. 2021
İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder