İzleyiciler

5 Mart 2018 Pazartesi

Söylemek İstediklerim..



Söylemek istediklerim var hiçbir zaman söylemeyeceklerim. İçimde yer edinen, içimde yaraya dönüşen ama hiçbir zaman kelimelere dönüşmeyecek.

Anlatmak istiyorum bazen mesela. Kırgınlıklarımdan söz etmek istiyorum, bazen sevinçlerimi, mutluluklarımı kelimelere dökmek istiyorum. Bir kulağın duymasını bir gönlün dinlemesini.

“Boş ver” diyorum sonra hepsine. Sonra hepsini, bütün içimdekileri bir “boş ver” e sıkıştırıyorum sessizce.

Yaralar var içimde, ne açanın haberi var bu yaralardan ne yaranın. Varlar sessiz sakin kendi hallerinde. Yüksek ihtimalle kalbim ya da ciğerlerim gibi kendilerini benim vücuduma ait bir organ yahut bir parça zannediyorlar. Bu yüzden düşürmüyorlar kabuklarını.

Biliyorum, söylemek istediğim her şey ama her şey hep içimde kalacaklar. Onları dile getirmeyeceğim hiçbir zaman biliyorum. O kabuklar düşmeyecekler. Yaralar yara olduğunu değil bana ait olduğunu düşünecekler.

Ben hepsine “boş ver” diyeceğim. Her zaman yaptığım gibi, susup gülümseyeceğim.

Müzik dinleyecek, bazen ağlayacağım, bazen yazacak bazen çizeceğim. Ama hiçbir zaman dile getirmeyeceğim...


2 yorum:

  1. Ne garip, insan dile getirmeyeceğini bile dile getirerek ifade ediyor. Dile getirmeyecek oluşunun bile bilinmesini istiyor. Saklı kalmasını, kimsenin haberdar olmasını istemediği yaralarından, onların hep saklı kalacağından bile bahsediyorken; dile getirmek, her şeye ve herkese haykırmak istediklerini nasıl içinde tutabilir insan?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Stanislaw Jerzy Lec'e 'Bazıları neden yazar?' diye sormuşlar,

      O da 'Yazmadan duracak kadar güçlü bir kişiliğe sahip olmadığından' demiş. belki bu kadardır sadece yani, adres gösterip, yaralara işaret etmek anlaşılmak, bilinmek değildir. Bazen sadece bu kadardır

      Sil