Ben her şeyi Zeyneb’e soruyorum..
Evet, genel olarak her şeyi hem de. Mesela bazen utanmasam “nasılım
Zeyneb?” Diye soracağım. O kadar çok soruyorum.
Çünkü ne derse ikna olacağım biliyorum.
Bunu görse “biliyorum beni kullanıyorsun” diyecek. Ama ne
yapayım, her kapıyı açan bir anahtar olmasaydı o da.
Mesela canımı acıtmak için cevap vermez Zeyneb, ama sırf ben
mutlu olayım diye de beni kandırmaz. Neyse onu söyler.
Bazı acılar vardır ve bazı tatlılar. Tatlılar tatlı acı fark
etmez ama acıyı tatlı söylemek marifettir.
Herkesin damak zevki de bir değildir
efendim.
Ama o karınca kararınca ayarlar.
“Zeyneb, bu kitabı okuyayım mı?”
“Zeyneb, bu nasıl olmuş?”
“Zeyneb, sence bunu almalı mıyım?”
“Zeyneb, sence o benim hakkımda ne düşünüyor?”
“Zeyneb, sence buraya gitsem bana zararı olur mu?”
“Zeyneb, şunu yapmak istiyorum, şu sebeplerim var. Sen ne
düşünüyorsun?”
Sadece kendimle ilgili şeyleri de değil, mesela üçüncü tekil
ve çoğul şahıslarla alakalı soruları da Zeyneb’e soruyorum. Sanki her şeyi
bilmek zorundaymış gibi.
“Zeyneb, sence o beni seviyor mu?”
“Zeyneb, sence şuradakiler ne düşünüyordur bu konuda?”
“Bize neden böyle bakıyorlar?”
“Şuan ne yapıyor?”
Ne sorarsam sorayım mantıklı ve gönlüme dokunacak bir cevabı
var biliyorum. Gerçi bu bazen çokta iyi olmuyor sanki. Mesela bir mesele varsa
ve ben o meseleye dâhil olmak istemiyorsam, “Zeyneb, Sema’ya söyler misin?”
oluyor. Yani artık herkes o kadar farkında ki beni ikna edebilecek yegâne bir
güce sahip, kızı kullanıyorlar. Tabii bu durum ikimizin de hiç hoşuna gitmiyor
ama neyse, o konuyu burada çok açmayacağım.
Açıp açmamayı da Zeyneb’e mi sorsam? (kahkaha attım)
Bu bir iradem olmadığına yahut birimizin diğeriyle
yönetildiği anlamını taşımıyor elbette. Beni o kadar iyi tanıyor ki ve onu o
kadar iyi tanıyorum ki, tepkilerimizi, olaylara bakış açımızı da biliyoruz. Ben
kendimle kaldığımda ne düşünüyorsam mesela Zeyneb çat diye onu bana
söyleyebiliyor. Bazen kendime itiraf edemediklerimi o bana söyleyebiliyor.
Bazen kendi kuyularıma düştüğümde kendim çıkabileceğimi bana
hatırlatıyor.
İç sesim gibi.
Galiba ben Zeyneb’i yuttum. Bunun başka bir açıklaması
olamaz.